Karakola Nasıl Düştük? Başımıza Neler Geldi?

Merhaba, bloğuma hoş geldiniz 🙂

Bugün sizlerle çok farklı bir konu ile birlikteyim. Karakola düşeceğim aklımın ucundan dahi geçmezdi desem yalan olur (mesleğimden dolayı) ama ben bu kadar erken olacağını beklemiyordum eheh 😀

img-20161018-wa0234

Gazetecilik bölümü 2. Sınıf öğrencisiyim ve temel fotoğrafçılık dersimizin vizesi, 10 adet portre fotoğraf çekimi… Bizde arkadaşlarla çekimi erkenden yapmaya karar verdik. Hem para kazanma amacı hem de ödevi aradan çıkarmak için insanların yoğun olduğu bölgelerde kişilerden izin isteyip fotoğraf çekeceğiz ve çektiğimiz fotoğrafları tanesini en az 5TL’den satacağız. Bizim için iyi bir fikirdi çünkü “herkes profesyonel çekim istiyor bizden de iş çıkar paramızı da kazanırız” mantığı ile işe koyulduk. Ama birkaç kişiye para ile fotoğraf çekmeyi teklif ettiğimizde elimizdeki makinelere bakıp küçümsemeler, (ki bu fotoğraf makineleri en aşağı 2.300 TL’den başlıyor ve oldukça iyi fotoğraf makineleri )  neden biz soruları, evlilik programlarındaki gibi triplere giren insanları görünce para sevdamızdan vazgeçtik.

Paradan vazgeçtik ama zorunlu ödevden kaçamayacağımız için madem öyle vizeyi çıkaralım aradan dedik. Başladık amcalarımızdan, teyzelerimizden, gençlerden fotoğrafınızı çekebilir miyiz diye sormalara… Soran sen misin? Herkese anlatana kadar ya doğal pozlar kaçıyor istediğimiz gibi işler çıkmıyor ya da sürekli “hayır” deyip garip bakışlarla karşılaşıyoruz. Tabii bu arada Güvenpark’tayız ve orada küçük tezgahı olan amca bizi uyardı. Burada çekim yapmanız mümkün değil, başka yere gidin dese de biz ayrılmak bilmedik. Çekimlere devam ettik ve çok ileri gittiğimizden Başbakanlık merkez karakolundan bir polis memuru bizi sol terör örgütüne üye kişiler sandı 😀 Evet şaka gibiydi ve kendimizi karakolda bulduk, tabii ben o arada Çağrı’ya (sevgilime) mesaj atıyorum ben karakoldayım diye… Ailem arar ulaşamaz falan Çağrı iletişime geçer kafamda senaryolar dönüyor 😀 Polis memuru bizi sorguya çekti bu arada…Bizim neden çekim yaptığımızı, OHAL döneminde oralarda çekim yapılamayacağından, yapılsa dahi hocanın izni olup valilikten yazı alınması gerektiği vs vs….Fotoğraflarımız incelendi, gbtmize bakıldı tekrar sorgu falan derken polis memuru da fotoğrafa meraklı çıkınca sohbet muhabbet bıraktı bizi… Biz karakola girdiğimizde s.çtık derken, çıkışta GBT’miz temiz bari diyerek bolca gülme krizlerine girdik 😀

dsc_0337

Abdi İpekçi parkının güzelliği ve resmiliği o kadar iç içe ki başkentte olduğunuzu soluğunuza kadar hissediyorsunuz ve etraf yine polis kaynıyor 😀 Çekimlerimizi yapmaya devam ettik ve nerde insan var soluğu orada alıyorduk, bir elimizde makineler sırtımızda çantalar… Düşme korkusu demeden öyle  fotoğraflar yakaladık ki keşke sizinle paylaşabilsem 🙂 (telif haklarından dolayı paylaşamayacağım maalesef) Ülkemde mizah konusu olacak kareler bulmak zor değil bunu anladım o gün 🙂 Nihat Sırdar’ın gösterisinde ülkemizden komik fotoğraf ve videolar yayınlamıştı, biz de nasıl buluyor diye şaşırıyorduk zor değilmiş gerçekten  😀 Neyse son olarak Sıhhiye pazarında gittik, oradaki teyzeler amacalar o kadar sıcak kanlı bir şekilde karşıladı ki Güvenpark’taki o soğuk tablodan sonra gazeteci adayı olduğumuzu öğrenen amcalardan biri “okumayın, sizi içeri atarlar” dedi. Amcaya karakoldan geldiğimizi, işimizi sevdiğimizi söyledik. Bize köfte ve çay ısmarlamak istediler ve  fotoğraf çekimi yapabileceğimiz konusunda izin verdiler, tezgahlarını açtılar. Böyle insanları görmek bizi o kadar mutlu etti ki anlatamam söz verdiğimiz gibi fotoğrafları çıkarıp yine çekim yaptığımız bir gün fotoğraflarını götüreceğiz.

img-20161019-wa0005

Teyzelerimiz, amcalarımız o soğukta, üşümemek için sıkı sıkı sarınıp giyinerek ve ısıtıcı dahi olmadan üretim yapıyor. Tezgâhların her biri el emeği kokuyor. Böyle insanların hakkını hiçbir zaman ödeyeceğimizi düşünmüyorum. Yolunuz düşerse Sıhhiye Pazarına uğrayıp alışveriş yapmayı ihmal etmeyin lütfen!

Günün sonunda ise sevgilimi okulunda ziyaret ettim. Sohbet ettik ve annemle sevgilim karakola düşmeme şaşırmayarak tebrik ettiler beni, sadece sevgilimin annesi, canım annem geçmiş olsun dileklerini iletti onun haricinde herkes normal bir şey gibi karşıladı. Sanırsınız sürekli karakola girip çıkıyorum 😀 Umarım bir gün o da gelir ama iş olarak çok çok amiiin :))

Umarım keyifle okumuşsunuzdur, böyle günlük maceralarımızı merak ediyorsanız ve yazmamı isterseniz benimle yorum olarak paylaşın lütfen 🙂 Bloğumu beğendiyseniz sağ kutucuktaki “takip et” butonundan, facebook ve instagram hesaplarımdan takip ederek yeni yazılarımdan haberdar olabilirsiniz. Kendinize çoook iyi bakın, hoşçakalııın 🙂

 

 

Bunları da beğenebilirsiniz

18 yorum

    1. Can dostumu bloğumda görmek <3 kesinlikle tavsiye ediyoruz ve güzel günleri sık yaşamak dileğiyle :))

    1. Biraz korksam da aslında eğlenceli bir gündü :)İnşallah, siz de istediğiniz yerlere gelirsiniz umarım, sevgiler <3

      1. ben kendi içimde anarko pasifist protest biriyim rap sozlerindeki solculuktan oteye gitmedim daha dmsldlsldls sağol bu arada hemen deşifre ettiğin için fkdlflzlf

        1. Hâl ve tavırlarından farklı anlamlar çıkarılabilir Burak 😀 Ne demek, yorumundan hemen belli ettin kendini 😀 😀

  1. ya kuzum benim ya 😀 yazıya başlarken yüreğime indi noluyoruz dedim sonra yüzümde gülümsemeyle bitirdim d geçmişler olsn ki kıl bir polise denk düşmemişsiniz 😀 işte burası türkiye, hiçbir şeye izin yok.. neyse konuşmicam :d fotoğrafların pek güzel olmuş ama, umarı dileklerin gerçek olur kuzucummm :* <3

    1. Kuzumm çok teşekkür ederim, şansımıza polisler iyi davrandı 😀 Türkiye her anda olağanüstü hal yaşadığı için fazla konuşulamuyor mâlum bitanem… Umarım senin de dileklerin en kısa sürede gerçekleşir canımm, çok öpüyorumm :))

    1. KImset diyelim iş için bilakis orada olmak istiyorum :)) Teşekkür ederim güzel dilekleriniz için 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir