Selam !
Yakında sizlerle kombin detayları ile burada olacağım fakat onun öncesinde moda kavramına detaylı bir şekilde bakalım istedim. Modanın tanımı TDK’da birinci anlamı :Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik. İkinci anlamı : Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük… İki anlamıyla verdim gibi görünse de aslında çerçevece aynı söyleniş tarzı farklı.. TDK ile ilgili görüşlerim pek olumlu olmasa da sözlüğümüzde geçen modanın tanımı “özenti” ile toplum yaşamına giren akım olarak görülüyor.
Peki sizce moda nedir ? Bir akıma kapılıp aynılaşmak mı yoksa kendi zevklerimden oluşan tamamen kendime yakıştırarak giydiğim midir? Her ne kadar kendimize yakışanı giydiğimizi söylesek de çevresel etkenlerden etkilenmeyen yoktur. Hem göreceksin, etkilenmeyeceksin, farklı olma çabaları içerisindeyken bile bir etkilenme söz konusudur. Hepimiz bunu yaşarız kabul edelim ! Ben farklıyım havalarına girip rol model olarak kimseyi kendime örnek almam derken bile etkilendiğimiz birileri mutlaka vardır.
Kendi moda anlayışımdan bahsedecek olursam; kendimi gün içerisinde nasıl rahat edeceksem o şekilde giyinmeyi seviyorum. Her şeyden önce rahatlık benim için o yüzden olabildiğince dolabımda spor kıyafetler mevcut ve davete giderken bile spor bir kıyafeti bir şık ceketle davet elbisesine dönüştürebiliyorum. Tamamen kendi zevklerimden oluşan, kendime yakıştırdığım, her şeyden önce içerisinde rahat olduğum kıyafetler benim için ön plandadır. Bir de kim ne der takıntısı olmadan…
Ailem şimdiye kadar hiçbir zaman kıyafet anlayışıma karışmamıştır.Kim ne der diye düşünmeden küçüklüğümden beri hayatımdaki kararları veriyorum ve bence gereksiz olan şeylerden biri de “şu ne der bunu giyme” kısıtlamaları olduğunu düşünüyorum. Ülkece o kadar sorunumuz varken bakanlar bile kıyafet tartışıyorsa milletimden bunu görmek çok da şaşırtmıyor işin açığı… Fakat bir gün bu anlayışların hepsi değişecek inanıyorum. Her şeyin sınırını da, yakıştırdığımı da biliyorum. Ailelerim de gayet makul düşüncede oldukları için seçim, giyme, kombinasyon bana aittir. En çok rahatsız olduğum konulardan biri ise televizyonlarda sıkça gördüğümüz “moda” programları ve birilerini etkileme çabaları… Birinin size ne giydiğiniz hakkında yorum yapması rahatsız edici değil mi? Bu iyi yönde bile olsa bir süre sonra insan sıkılıyor, sürekli pohpohlanma ihtiyacını doğuranlar bence tv programları, sürekli yorum bekleme hastalığı… İltifat etmekle sürekli beğenilmeyi karıştırmayın lütfen! İltifat o an beğendiğiniz bir şeyi kişiye söylemektir (ki onu bile yapamıyoruz ) sürekli beğenme ise biraz yapmacıklık ve iki yüzlülük gibi geliyor bana…Çizgiler anlamayı kolaylaştıyor çoğu zaman fakat o çizgilerin ç’si yok programlarda.. Maskeli, deri,dapdar kıyaftin içinde nefes alamayacak durumda bile jüriyi ya da rakiplerini etkileme çabaları bana çok gurur kırıcı geliyor.
Yaptığımız her şeyi kendimize yapıyoruz, giydiğimiz kıyafeti kendimize giyiyoruz. O yüzden tavsiyem siz nasıl giyinmek istiyorsanız, nasıl yakıştırıyorsanız öyle giyinin. Etraftan algılanan moda diye dayatılmaya tüketilmeye zorlanan şeylerde biraz düşünün gerçekten size uygun olacak mı, o kıyafetin içerisindesiniz sizi yansıtabilecek mi diye… Benim en sıkıldığım yıllardır okuldan nefret etme nedenimdir formalar.. Forma deyince bile derin bir iç çekerim 😀 Mantık olarak ekonomik nedenler gösterilse de formaların düzgün giyilme kısmında bile sıkıntı olduğu, o formalar giyilse bile bazı şartların yansıdığını hepimiz biliyoruz. Yani o faktörde benim gözümde bahane oluyor. İnsanı sıktıkça bazı şeylere yönlendirilir, çocuğunuzun, komşunuzun,eşinizin, sevgiliniz dahi kıyafetlerine, tüm seçimlerine karışmayın. Özgür bir alan bırakın birbirinize.. Kıskanmak ne kıyafetle olacak iştir ne de sevdiğinizi sıkmakla … Dün kuaförde yaşadığım olay yüzünden bu konuyu ele almak istedim. Hiç sevmediğim bir konuda arada kaldım ve durumdan hâlâ çok rahatsızım. Biraz olsun yazıp rahatlamak istedim.
Yeni yazılarda görüşmek üzere ! 🙂