Merhabaaa, bloğuma hoş geldiniiz 🙂
İçerik üretmeyi, sevdiğim şeyleri yapmayı nasıl özlemişim anlatamam size :)) Bloğuma giriş yaparken yaşadığım heyecan ve mutluluğu uzun süredir hissedemiyordum. Yaklaşık bir buçuk aydır bloğumla ilgilenemiyorum. Sosyal medyada da aktif değildim. Bunun nedenlerinden bahsetmek istiyorum biraz çünkü açıklama yapmadan, hiçbir şey olmamış gibi devam etmek istemiyorum açıkçası 🙂 Gazetecilik bölümü son sınıf öğrencisiyim ve bu sene mezun olacağım aksilik olmazsa… Tez yazımı, finaller, tez savunması, sunumlar, teslim edilmesi gereken ödevler birikmişken ve bu sene mezun olmayı çok istediğimden tüm enerjimi okula vermek istedim. Finaller, tez savunması, tezin %80’lik kısmı bitti, bir kısım sunumları da atlattıktan sonra artık bloğuma dönmek istedim. Bu süreçte hayatımı şekillendiren bir sürü olay yaşadım, ağladım, üzüldüm, başarılı olamayacağımı sandım, yıprandım bunların yanında çok güldüm, hayattan ne olursa olsun zevk almaya çalıştım. Son bir ayda öğrendiğim şey ise hayatı akışa bırakmak oldu. Bazı dönemlerde “yok ya ne takılacağım, üzülmüyorum, akışa bıraktım” dediğim zamanlarda bile akışta olmadığımı fark ettim. Felsefe kısmından ziyade biraz yaşadıklarımdan bahsetmek istiyorum. 🙂
Hayatı Akışa Bırakmak Nasıl Olur?
Okul ve iş hayatımdan örnek vererek kendi akışımı nasıl bulduğumdan bahsedeceğim. Şu an hayatı akışa bırakmak nedir deseniz kuşkusuz neyi yapıp neyi yapamayacağımın (“o anlık” zaman diliminden bahsediyorum) farkında olup bireysel kontrol etme mekanizmasını devre dışı bırakma diyebilirim. Örneğin ben mezun olmak istiyorum ve derslerimi geçmem gerekiyor. Yani okuluma ağırlık verip ileride yapmak istediklerimi hayata geçirebilmem için okul konusunu aşmak istiyorum. Bunun için enerjimi okula verdim. Normalde ben derslerimi okulda, ders anında dinleyip kendi notlarımı alırım. Dersi derste öğrenip verilen ödevleri önceden yapmayı alışkanlık haline getirdiğim için finallerde çok da zorlanmıyorum açıkçası… Ama bu dönem strese neden olan konu tez çalışmamdı. %50’lik kısım birinci dönem bitmişti ancak savunması, diğer bölümleri bitmediği için stres oluyorum. Ki hâlâ bitmedi üzerinde çalışıyorum ama artık kafamda neyi nasıl yapacağımı bildiğim ve hocalarımdan çok destek gördüğüm için zorlanmıyorum.
Finallere çalışmam gereken zamanda tüm enerjimi okula vermem gerektiğini fark ettim. Kafam karışık, kontrolün ben de olmadığını hissettiğim bir dönemdi. Öncelikle sınav takvimini not ettim. Neyi hangi zamanda çalışmam gerektiği, önceliklerimin neler olduğunu plan yaptım. Plan dediysem haftalık, aylık plan değil. Örneğin o günün çalışma konuları, yapmam gerekenleri belirleyip bir an önce final derslerime odaklanıp bitirdim. Bu arada okula gidip geliyorum, tezimi onaylatma aşaması vs ile uğraşıyorum. Unutulmaması gereken nokta hayatta her şey başınıza gelebilir. Olumsuz tepkiler alabilirsiniz, ödeviniz beğenilmeyebilir, eksik bulunabilir. Bu durumda hayıflanmak yerine yardım alın. Bu arkadaşınız olur, hocalarınız olur ya da size yardım edebilecek kim varsa o olur. Çünkü sizin iyi olmanız o bulunduğunuz stres durumundan çıkmanıza bağlıdır. Kontrol sizde değil o aşamada aslında akışta… Akışta olduğunuzda her olasılığı hesap ederek kendinize alternatifler üretebiliyorsunuz. Aslında yaratıcılık da bu şekilde gelişiyor. İnsan durduğu yerde kolay kolay üretemez, zorlanması gerekiyor. Sıkıştığı zamanda en güzel çözümleri üretebiliyor. Hatta bununla ilgili çok güzel Tedx konuşmaları var. Zorlandığınızda bu konuşmalardan yardım alabilirsiniz. Bana iyi geldi size de iyi gelebilir. 🙂
Finallerim bitti, sonradan teslim edilmesi gereken ödevler ve tez savunmam kalmıştı. Tez, aslında bu dönem üzerime yapışan bir konu, onunla ilgili daha detaylı bir yazı yazmayı planlıyorum. Ancak şunu söylemeliyim ki tez beni çok olgunlaştırdı, üzdü ama çok çok öğrendiğim bir süreç oldu. Hâlâ oluyor çünkü teslim etmedim 😀 Siz de tez yazma aşamasındaysanız ya da yazacaksanız tavsiyem sakın ama sakın başkasına yazdırmayın! Kendi emeğinizle, dişinizle tırnağınızla sonucu ne olursa olsun kendiniz yazın, araştırın! Zorluklarda bahaneler kolay bulunur, bahanelere sığınmayın, kendinizi acındırmayın! Sorumluluk alın ve onca yıl emek verdiğiniz okulu kendi emeğinizle bitirin, başkalarının emekleriyle değil! Yardım alın ama işi başkasına yıkmayın! Bence ne demek istediğimi anladınız, o yüzden detaylı anlatmayacağım 😀
Ödevler bitti, tez savunması bitti. Her şeyin akışta olduğunu hissederek atlattım. İki üç gün kendimi dinledim. Booolca okumak istediğim kitaplara vakit ayırdım. Tekrar tez çalışmasına başladım ancak kontrol edemediğimi kabul ettim. Hayatta her şey olabilir, önemli olan ayak uydurmak ve kendini hırpalamamak! Bazen ben de hırpaladım kendimi, yapamayacağımı düşündüm. Ancak içimdeki gücü de hissettiğimden durmadım, emekledim koşmadım ama elimden geleni yapmaya devam ettim. Sonuca razı olmak, sorumluluğunu yerine getirmenin mutluluğunu hissetmek çok çok önemli! Tabii bu benim için böyle, siz hayat felsefenize göre önceliğinizi belirleyip kendinizi akışa bırakabilirsiniz. 🙂
Bu zorlu süreçte hiç mi iyi bir şey olmadı derseniz eğer çok güzel şeyler de oldu. En önemlisi kendimi tebrik ettiğim konulara devam ve sürekliliğim oldu. Egoist olarak düşünebilirsiniz ancak psikolojimi korumam için gerekli 😀 Zamanı iyi değerlendirmem gereken zamanlarda da sporu bırakmadım, beslenmeme olabildiğince dikkat ettim, gitmem gereken yerleri ihmal etmedim, her şeyi zamanında yetiştirmeyi başarabildim. Bazen üzücü haberler aldım, dua ettim, sabır diledim, ağladım, güçsüz hissettim. Şanslıyım ki yanımda sevdiklerim var, yapabileceğime inancım ve güvenim var. Etkinliklere çok katılamadım, istediğim kadar sosyalleşemedim, kendime vakit ayıramadım ancak hepsinin telafisini güzel bir şekilde yapmaya başladım. Örneğin ne zamandır gitmek istediğim bir oyuna bilet aldım az önce kendimi ödüllendirdim. Sonrasında bu yazıyı yayınlayıp tezime döeneceğim. 🙂
Demek istediğim zor zamanda da kendinize iyi gelen şeyleri yapabilirsiniz. Başlarda ders çalışmak zor geliyordu. Çözüm olarak en sevdiğim kokulu mumları yaktım, sevdiğim kahvelerden içtim bol bol, bunaldığım anda akşam da olsa kendimi beş dakikalığına dışarı attım, müzik dinledim. Kendinize zaman ayırın, kendinizi dinleyin, size iyi gelmeyen şeyleri yapmayın. Ders çalışmak bana göre değil ya da iş yetiştirmek diyebilirsiniz ama o sizin zorunlu alanlarınızsa özgür zamanlarınızı mutlu olduğunuz şekilde değerlendirin.
Sizi çok çok özledim ve bloğuma dönme kararı aldım. Bazen zaman bulamazsam ara verebilirim ancak mezun olduktan sonra tekrar rutine döneceğiz güzeller :)) Bu zor zamanlarda çok güzel bakım ürünleri, kahveler, kokulu mumlar, parfümler, çaylar, booolca belgesel, film, kitap keşfettim. Elimden geldiğince bloğumda paylaşmaya çalışacağım canlar! Bu arada domain değişikliği hakkında fikirleriniz neler, benim çok içime sindi; sizin fikirlerinizi de merak ediyorum. :))