Herkese merhaba 🙂
Alanya serimin 3. ve son bölümünü umarım severek okursunuz, ben yazarken de gezerken de çok eğlendim. 🙂
Alanya Kalesi diyorum ve derin bir nefes alıyorum. Yok böyle bir güzellik, surların yüksekliği 2.5 metreyi buluyor ve kale gidiş yolunda da surların içerisinden geçiyorsunuz. Kalenin inşası Aleaddin Keykubad tarafından yapılmış. Kalede 83 kule ve çok sayıda sarnıç var.
Sarnıçlar kentteki su ihtiyacını karşılamak için yapılmış. Ehmedek, içkale, adam atacağı, arada birkaç bölüm ile birlikte tophane ve kızıl kule olmak üzere son buluyor.
Çok sistematik bir şekilde planlanmış ve tüm ihtiyaçların giderilmesi için tek tek tüm detaylar düşünülmüş. Darısı şimdikilerin başına…
Kale yolu üzerinde hala yaşamlar sürmekte ve minik evler bulunmakta. Tabii bir de kaleyi inmesi var ki yaya olarak inmenizi tavsiye ederim. Gözünüz korkmasın gezerek bir saatte iniyorsunuz.
Yol üstünde el ile açılmış gözleme yemeden gelmeyin bir de üstüne köy ayranı için, denize karşı manzara eşliğinde tabii 🙂
Ayrıca çeşit çeşit bitkiler bulmanız mümkün ve dalından taze olarak tüketebilirsiniz.
O kadar yürüdükten sonra insan acıkıyor şimdi iskele içlerine girin ve Köyüm Gaziantep Başpınar Restaurant cafe&bar’da İskender yemenizi tavsiye ederim.
E yaz günü dondurmasız olur mu olmaz efendim ve kahraman maraş dondurmasına kim hayır der? 😀 Kızıl kule’nin hizasından çarşıya geçin ve Sütçü İmam Dondurmacı’dan sade dondurma ve tatlı sipariş edin. Tek kelime ile mükemmel. Sadece dondurma sosunu bile yiyebilen bana kıyak yapmayı ihmal etmediler ve tüm dondurmamı çikolata ile kaplı şekilde verdiler bu benim için gerçek mutluluk: D
Başımdaki yazma ise el sanatları sergisinden, tamamen el yapımı ve ipek kumaştan yapılmış. Desenleri ve detayları emekli subay Yakup amcanın eseri, torunun resmini şal modeline işlemiş o kadar işini aşka yapıyordu ki anlatamam 🙂 Giderseniz bir şal almanızı tavsiye ederim. Yakup amca bir sürü bağlama teknikleri öğretti sizinle de paylaşacağım 🙂
Alanya Kalesinde ayrıntısını yazmayı unuttuğum bir ekleme yapmak istiyorum. Kalenin başında siyah demirlerin olduğu merdivenle çıkılan bir bölüm var oraya dilekleriniz kadar taş toplayıp götürün.
Orada dilek tutup denize fırlatın ve eğer taş denize düşerse dileğinizin gerçekleşme ihtimali var.
Eskiden beri yapılıyormuş canım batıl değil en azından ben inanıyorum. Hem isteyin atıverin ne olacak gerçekleşir belki 😀
Alakasız olabilir fakat tatile sürekli otobüs ile giden aile bireyi olarak şunu belirtmeliyim. Çoğunlukla metro turizm tercih etsek de haberlerde çıkan olumsuz haberlerden dolayı kamil koç firmasını tercih ettik ve inanılmaz memnun kaldık. Gerek şöför gerek muavinler oldukça saygılı ve ilgiliydi.
Yolcusuna battaniye veren firma olarak aklımda kalacak 😀 Ayrıca yolcuları ayırmak istemeyen şöförümüz konya’da yolcu alırken boş yerimiz var atlayın, otobüse demesi istemsizce gülümsememi sağladı :))
Alanya serim burada son buluyor ama eklemek istediklerim var. Dimçayına mutlaka çıkmalı orada Alabalık tatmalısınız ve semaverde çay içmelisiniz. Vakit bulabilirseniz Dim mağarasını gezmenizi tavsiye ederim, biraz rehber tadında oldu fakat ben yazarken çok eğlendim. Bu tür yazıların gelmesini ister misiniz? Gezdiğim yerleri tanıtmam, günlük gittiğim yerleri paylaşmam hakkında ne düşünürsünüz? Lütfen yorum bırakmayı unutmayın. Sevgiyle kalın :))