Selam !
Uzun süredir yazmayı planladığım bir konuydu ve sonunda sizlerleyim. Üniversite sınavına hazırlanırken olumlu şeylerde olabiliyor efendim. Tv izlemeyi bırakmak, sosyal medyadan uzaklaşmak gibi önemli şeyler… Zamanımız o kadar kıymetli ki herkes bir şeylere yetişmeye çalışıyor, bitirilmesi gereken projeler, pişmesi gereken yemekler, yapılması gereken temizlikler, arkadaşlarla buluşmalar, ee tabii en önemli şeyi unuttukk ! Dizimiz başlıyor susun ve iletişimi kesin !
Hayatımızın odak noktası bazı anlar sadece televizyon oluyor. İtiraf edelim belgeselin yanından geçmiyoruz milletçe… Bizim tarih bilgimiz, aşk sözlerimiz dizilerde oluşuyor maalesef.. Çünkü çocukken başlıyor bir serüven ve diziler eklenerek hayatımızdaki önemini artıyor. Benim çocukken denk geldiğim dizilerin hâlâ devam etmesi bende şaşkınlık yaratmıştı.. Bu kadar anlatıyorlar da ne anlatıyorlar acaba? Kayda değer bir şey anlatsalar gam yemeyeceğim. Misafirliğe gittiğimde ya da geldiklerinde tv olan bir odadaysak dikkat ediyorum herkes aynı anda aynı objeye pür dikkat bakıyor. Konuşulan konu ise dizide olan olaylar, “niye bırakmıyorsa bu kızı salak” gibi cümleler. Senarist duyuyoor bunlarıı eveet! Benimle tv izlemek zordur. Sıkılırım, biri kurguyu anlatırken uykum gelir bir yerden sonra “akşama ne yapsam” düşünceleri geçer, dinleyemem !
Dizilerimiz hep aynı kendini tekrar eden konular ve gelenekselliği elden bırakamıyorlar. Bir ara okuldan geldim televizyona bakıcam ne varmış diye açtım bir moda programı ismini hatırlamıyorum, bir sürü genç kız farklı kostümler, çok ağır makyajlar jüriyi etkilemeye çalışıyor. Bu da nasıl oluyor Türk aklı her yerde kendini belli ediyor işte diğer rakibine laf sokmalar, beğenmemeler… Böyle olunca popüler oluyorsun küçükken öğrettiler çünkü bunu bize… Beğenmeme yarışına girceksin, farklı olma yollarını aynı olarak geçireceksin, farklı empoze edeceksin. İşin aslını az çok bilen biri olarak sizlere tavsiyem bunlara kanmayın. Yayın öncesi bunlar anlaşırlar sırf izlenme oranları artsın diye ki işe de yarar. Bu sadece moda programlarında değil diğer evlilik, bakım programlarında hatta ve hatta dizilerde görürüz bunların çoğunluğunu….
Günümüzdeki beğenmeme hastalığının bence asıl kaynağı tv dizileri… İçeriklerine, üsluplarına dikkat edilmiyor. Bilgi sunarken bile zibilyon kere yanlış bilgi verilir ve işin daha kötüsü buna inanılır. Sonra sokak röportajlarında sorulur, “kitap okuyor musunuz?”… Cevap “zamanım yok” … Ama dizilere zaman yaratılıyor ?
Her şeyi zenginliğe dayatılmak da cabası… Geçen gün haberlerde dizi sektörlerinin lüks yer arama çabalarını gösteriyorlardı. Niye bunlara kimsenin ses ettiği yok onu da anlamam ya neyse… Bakanlarımız meşguldü pardon !!
Annemle uzun zamandır dizi izlemiyorduk “hadi gel bir şeylere bakalım “dedik. Allah’ım o da ne ! Yok böyle bir gerginlik, öyle heyecan yaratılıyor ki gevşemiş bedeniniz anında dağılıyor. Akşam yattığımızda o kadar yorgunduk ki sabah okula giderken mutlu mesut giderken sabah geç kaldım, işlerimi toparlamakta zorlandım. İşin kısası yorgunluğunuzun nedeni basit .. TELEVİZYON !
Televizyona ayıracağınız vakitte 5-10 sayfa kitap okumak, haberlere göz atmak, kendinize atkı örmek, ailenizle sıcacık sahlep eşliğinde sohbet etmek ya da yatmadan odanızı toparlayıp sabah hazır hale getirmek sizi hem rahatlatacak hem de işlernizi toparlamanızda yardımcı olacaktır emin olun. Dahası yaratıcılığınızı geliştireceksiniz mükemmel değil mi ? O yüzden sizi yoran programlardan lütfen elinizden geldiğince uzak durun!
Okuduğunuz için teşekkürler ! 🙂
4 yorum
Çok güzel bir yazı olmuş güzel kızım ,sonuna kadar katılıyorum sana. İnsan sevdiği bir kitabı ve çayını alıp okuduğu kitabın dünyasına daldığında yaşadığı keyif ve hazzı hiç bir şeyde bulamıyor. Televizyon ve özellikle diziler insanın zamanını öldürüyor üstelik hiçbir fayda sağlamadığı gibi.
Her yeni bir kitaba başladığımda sanki çok özlediğim bir arkadaşıma sarılıyormuşum gibi bir hisle okurum kitabımı.
Kendine iyi bak hep mutlu bir hayat nasib etsin ALLAH’ım sana ve sevdiklerine….
Yazmaya devam kayda değer bulduğun söyleyecek fikirlerin olduğu her konuda yaz güzel kızım sevgiyle kal……
Canımmm annemmm çok iyi anlıyorum seni, kitap okumak ya da güzel bir köşe yazısı bile insanı çok farklı yerlere götürüyor ve okumaya başladığınla bitirdiğinde aynı kalmıyorsun kesin bir şeyler katıyor, maalesef televizyon kültürü böyle giderse pek de bir şey değişmeyecek hayatımızda ama bir şekilde ele almak gerekiyor bu tür şeyleri…
Güzel duaların için, yorumun için sonsuz teşekkür ederim kalbi güzel annem benimmm, Rabbim inşallah her şeyin en güzelini yaşatsın sana canımm annem benimmmm 🙂
Kocaman harflerle ”KESİNLİKLE KATILIYORUM”
Bu yazının başlığını görünce, hemen okumaya koyuldum..
Dediğin o kadar doğru ki..
Tek eğlence, televizyon ^^ algısından nefret ediyorum..
Şahsen belgesel izlemeye bayılıyorum.. Mitoloji, tarih, bilim ya da hayvanlar alemi belgeselleri..
İnanılmaz etkileyici ve öğretici <3
Hatta yüksek lisansın ilk senesinde, birçok yabancı bilim adamının belgesellerini izleyerek ders notlarıma katkıda bulunmuştum.. Ayrıca belgeseller bizi daha entelektüel bireyler haline getiriyor..
Bunu geçelim ve gelelim o aynı entrika dolu senaryolara sahip dizilere..
Hepsi için demeyeceğim haşaa..
Ama bazı diziler, insan hayatlarını o kadar olumsuz etkiliyor ki.. Resmen nefret sebebi..
Çok şükür TV bağımlılığı olan birisi değilim <3
Bu güzel farkındalık yazını çok beğendim bitanem <3
Belgesel dedin, beni benden aldın canımın içii en stresli zamanlarda bile terapi oluyor. Bilinmeyen o kadar güzel ve ilginç konular var ki dizilerin çoğunda belli bir kalıp ısıtılıp ısıtılıp veriliyor.TV özellikle eğlence amaçlı gösterilip birbirine hakeret eden programları görünce ister istemez zıvanadan çıkıyorum. İşin kötüsü bunu örnek alanlar oluyor ve o çok düşünülen “ahlak” nedense TV’de söz konusu olmuyor. Dertliyim bu konuda kuzum okullarda bile kısmetse olur saçmalığından tiksiniyorum. (üniversite’de kantinde izleniyor bu arada 🙁 ) Beğenmene çok sevindim bitanemm <3