Merhaba bloğuma hoş geldiniz 🙂
5 Mayıs 2016 Meb Şura Salonunda 26. Genelkurmay Başkanımız Sayın Org. İlker Başbuğ’un katıldığı konferans detaylarını girerken bile heyecanlanmamak elde değil. Benim için mükemmel bir fırsattı ve sayın İlker Başbuğ’un görev yaptığı dönemi ve sonrasını sıkı takip eden biri olarak konferansa katılmak gurur vericiydi. Organizasyonu düzenleyen Tarihte Liderlik ve Liderlik Araştırmaları Topluluğuna teşekkür ederim.
Detaylara geçmeden genel değerlendirmeleri aktarmak istiyorum. Meb şura salonunun dolması oldukça güçtür gitme fırsatını yakalayanlar çok iyi bilir ve bu salon benim için oldukça özeldir. Salona girdiğimde içimde bir huzur, sakinlik olur. Bunda katıldığım gösteri, seminerlerin dışında bolca anı biriktirmiş olmama bağlıyorum. Sevdiklerimle gitme fırsatı bulduğum için farklı deneyimler kazandığım yer olarak ve hatta ileride çok farklı şekilde olacağım Meb Şura Salonu ile ilgili sevgimi içeren ayrı bir post yazabilirim şu an fark ediyorum 😀 Organizasyon profesyonelce düzenlenmişti. Hiçbir sıkıntı yaşanmadı. Güvenlik önlemleri üst seviyedeydi tahmin edilebileceği gibi… Konferans yaklaşık 3 saat dolu dolu sürdü.
Ortadoğu’nun durumu ele alındı. Yaşanan terör olaylarının nedenlerine değinildi. Ülkemizde yaşanan sancılı dönemin nedenlerini ikiye ayırdı sayın İlker Başbuğ ilki: Her anlamda ayrışma, bütünleşememe.. İkincisi ise ahlâki çöküş… Ahlâki çöküş toplumsal alanda saygının bitmesi, Atatürk ilkelerini özümseyemeyip çarpıtılması olarak tanımlanabilir. Atatürk’ün benzersiz bir lider olduğunun ve okumadığımız için aslında bu çarpıtılmış düşünceleri daha kolay kanıksayabiliyoruz. Sayın İlker Başbuğ tam anlamıyla bir Atatürkçü ve ülkemizi, bayrağımızı karşılıksız seven bir kahraman… Öyle ki konuşma boyunca kendi adıma söylemeliyim Atatürk’ün araştırdığı konulara ve nasıl bir lider olduğunu daha detaylı araştırmam gerektiğini öğretti. Gata’da, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da askerlerle sohbetlerini ve kahraman askerlerimizin gözlerinde gördüğü vatan millet sevgisini aktardı. İnanılmaz dakikalardı. Atatürk’ün karakteri olan bağımsızlık ve millet sevgisini çok iyi özetledi. Konuşma sonrası soruları cevapladı sayın İlker Başbuğ…
İha’dan Goncagül Aslan’ın haberinden alıntılar ile konu özetini vermek istiyorum. Başbuğ, “Türkiye’nin terör eylemleriyle tekrar karşı karşıya kalmasının nedeni Suriye’deki ve Irak’taki gelişmelerdir. Terör eylemlerinin sonlandırılması bana göre maalesef Suriye ve Irak’taki gelişmelere bağlı. Suriye politikası değiştirilmeli, yeni hükümette geliyor zaten. İlk yapacağı iş bu konu olur herhalde” ifadelerini kullandı.
“Terörü nasıl bitiririm?” diye soran Başbuğ şu değerlendirmelerde bulundu:
“Biz diyoruz ki bir terörle mücadele vardır bir de teröristle mücadele vardır. Terörle mücadeleyi devlet yapar, teröristle mücadeleyi güvenlik kuvvetleri yapar. Güvenlik kuvvetleri bu terör örgütünü 5-6 defa bitirmiş. Teröristle mücadelede güvenlik kuvvetleri başarılı, terörle mücadelede devlet başarısız. Sadece güvenlik kuvvetleri ile terörde başarılı olamazsınız. Terörle mücadelenin yasasını çıkarın.”
(Alıntı)
Başarılı, vatansever, milletine ve toprak bütünlüğüne bağlı İlker Başbuğ her anlamda var olmaya devam edecektir. Ayrışmak bütünleşmeyi engeller. O yüzden her anlamda sorgulayıp, kendimizi ve çevremizi eğiterek işe başlamalıyız. Üniversitelerde, kamusal alanlarda kısaca her alanda terör örgütüne mensup ve yandaşlarını tespit etmek ve bunun önüne geçilmesini sağlama çalışmaları yapılmalıdır. Bu da tabii ki yasalar ile olmalıdır ve acilen terör olayları medyada öncelik olmalı detaylar es geçilmemelidir. Meclisin elle tutulur çalışma yapması gerekiyor ve sınırda yaşanan olaylara sessiz kalınmaması gerekiyor özellikle bütünlüğe yapılan saldırılarda gereken yapmalı ve bölgelerin güvenliği sağlanmalıdır. Her gün şehit haberleri alıyoruz, Işıd Kilis’i sürekli bombalıyor, şehirlerde insanlar bugünde eve sağ salim geldik diye şükreder duruma geldi. Bir an önce bütünleşmeli ve teröre karşı tek vücut tek yürek olarak tepkimizi vermeliyiz. Meclisteki vekiller halkın temsilcisidir, halk ne istediğini duyurmalı ve bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne sahip çıkmalıdır. Kolay kazanılmadı bu topraklar biraz farkındalık ve ses gerek…
Meryem Avcı
