Herkese soğuk kış gününden sıcacık huzur dolu bir gönülden merhabalar diyorum, giriş cümlesi uzun olmaycaktı fakat bugün içim içime sığmıyor ve böyle bir giriş de fena olmadı sanki siz ne düşünüyorsunuz ? 🙂
Bugün yani 5 Aralık 2015, başarılı haber spikeri Cem öğretir ile tanışmam ve aynı sahnede bulunmam, o atmosferi içime çekmekten dolayı hem bir heyecan hem bir mutluluk var. Sizinle de mutluluğumu paylaşmak istedim. Fotoğrafları derleyip en kısa sürede burada olacağım. Şimdi dilerseniz hayatımın kitaplarından birine geçelim.
Gazetecilik okuduğum ve sosyoloji, felsefeyle ilgilendiğimden hatta çok içli dışlı olduğumu söylemeliyim. Önceden fazlaca popüler kültürü tüketirken son birkaç senedir kitaplarımı seçerken daha seçici davranıyorum. Sadece hayal dünyamın beslenmesi yetmiyor, tatmin etmiyor artık… Bu yüzden biraz daha içerikleri yoğun düşünce, bilgi olan kitaplara ağırlık veriyorum. Kitap türü değişimimden bahsettikten sonra kitabın içeriğiyle ilgili yorumuma geçelim.
Sevme sanatı eleştirel sosyal bilimci erich fromm’un önemli eserlerinden ve tesadüflere inanmayan biri iken okulda sosyoloji dersimle paralel bir şekilde elime bu kitabı aldım ve çoğu yanlış anlamdırdığım şeyleri öğrendim. İlk okulun açıldığı haftalar Sayın Himmet Hülür hocama eleştirilerde bulunmuştuk ilk dönemlerde Tanrı’ya kadın erkek diye hitap edilemez diye fakat bize doğru olanı aşılamaya çalışmıştı işte bu kitapta asıl neden mevcut ve ben kendi adıma buradan özür diliyorum.
İçerik detaylarına fazla girip merakınızı gidermek istemiyorum. Fakat kapitalist sistemi, sosyologların düşünce tarzlarını görebilirsiniz. Sevmenin aslında bir sanat olduğundan ve çeşitlere ayrıldığından bahsediliyor. Karşı cinse duyulan sevgi, aileye duyulan sevgi, cinsel sevgi, anne ve babanın sevgisi gibi.. Klişe haline gelen “sevelim” şeklinde değil sevginin tam anlamını bu kitapta bulacaksınız. Anne babalarında mutlaka okuması gereken kitaplardan.. Bana çok farklı bakış açısı kazandırdı. Kitabın tek sevmediğim yanı çevirmenin çok düzgün dile hakim olmayışıydı, bazı kelimelerden rahatsız oldum. Fakat onun haricinde bilgileneceğiniz bir eser… Sosyoloji, felsefe ile ilgileniyorsanız bu kitabı tavsiye ederim, ayrıca geniş çapta toplum ve sosyoloji ile ilgileniyorsanız Himmet Hülür’ün Klasik sosyoloji Kuramları kitabına bakmanızı öneririm. Dili herkesin anlayacağı şekilde, kaynakçalar mevcut olduğundan güvenilir ve düşünce sistemlerini çok güzel oturtabiliyorsunuz. Tavsiye ederim.
Şu anki başladığım kitap ise Schopenhauer’in okumak yazmak ve yaşamak üzerine adlı eseri … Şimdilik güzel gidiyor bittiğinde incelemesi blogda olacak.
OKuduğunuz için çok teşekkür ederim. 🙂
