Merhaba, bloğuma hoş geldiniz 🙂
Vizelerimin yaklaştığı, yoğun ders çalıştığım günlerde sevdiceğim harika bir sürpriz yaptı. Normalde gösteri, tiyatro, festivallere gitmeyi çok sevsek de son aylarda gitmeye bir türlü fırsat bulamıyorduk. Gitsek ulaşım sorunu olduğundan erteliyorduk neyseki artık sabaha kadar ulaşım sağlanacağı için rahatça istediğimiz yere gidebileceğiz. Umarım belli bir sürelik olmaz da insanlar rahatça istediği yere gidip gelebilir. Tüy kalemler “Marquis de Sade” Oyunu 28 Ekim 2017’de Ankara MEB Şura salonundaydı. Oldukça kalabalıktı. Sahne dizaynı, müzikler, makyaj, konu, her şey tek kelimeyle mükemmeldi.
Marqus de Sade Fransız aristokrat ve felsefe yazarıdır. Oyuncular: Erdal Beşikçioğlu, Saygın Soysal, Gökhan Soylu, Melisa Şenolsun, Işık Erdoğan, Diren Yurtseven, Onur Erolus, Buğra Orhan, Beril Öztarakçı, Sena Kelahmet, Metehan Aktaş, Ceren Aydın ve Alp Yazıcı Ozan yer aldı. Her bir oyuncu tek kelimeyle şahaneydi. Özellikle yoğun ışık altında çalışan oyuncuların performansı takdire şayandı. Bu oyunu aslında görür görmez sevdiceğime göndermiştim çünkü yaklaşık üç senedir Erdal Beşikçioğlu’nun gösterisini bekliyorduk. –Biletler hemen tükeniyor.- Bu haberden sonra sevdiceğimde en önden kapmış iki bilet, nasıl mutlu oldum anlatamam :)) Marquis de Sade oyununda, de Sade’nin zorlu hayatı anlatılıyor. Marquis de Sade ahlak dışı, toplumun geleneklerine uymayan konuları o kadar etkileyici bir şekilde kaleme alıyor ki okuyucuları ya intihara sürüklüyor ya da geleneklere karşı çıkar hale geliyor. Bunu önlemek isteyen Papa yazmasını yasaklıyor, işkenceler uyguluyor de Sade’ye ama o yazmaya devam ediyor. Cinsel hayatın, arzunun, insanın savaş halinin betimlemeleriyle toplumu daha da derinden etkilerken hapishaneye atarlar. (Gerçek hayatında da 29 yıl hapishanede ve 12 yılı aşkın süredir çeşitli akıl hastanelerinde yatmıştır.) Hiçbir şey onu yazmaktan alıkoyamaz. Kanıyla, dışkısıyla yazmaya, üretmeye devam eder. Onun hikayeleri toplumu etkiledikçe yazmaması için önlemler alınır ama fayda etmez. Toplumun inançlarını etkilediğini, bu şekilde yazmaya devam ederse idam edileceği söylense de kendisine yazmaya devam eder. Marquis de Sade ölse de fikirleri yaşamaya devam eder. Hiçbir sansür onu durduramaz. Aslında günümüzde edebiyatın, sanatın etkisini görmek de mümkündü. Bazı düşünceler ne kadar engellenmeye çalışılsa da kabul görebilir ve insanlar tarafından içselleştirilebilir. Amerikan Yüksek Mahkemesinin 1996 yılında çıkardığı kanunda: <<Demokratik bir toplumda serbest fikir alışverişinin korunmasının sağlayacağı toplumsal yarar, internet’te sansürün sağlayabileceği toplumsal yararla karşılaştırılamayacak kadar daha önemlidir.>> denilir. Bu madde ile iletişim özgürlüğüne “toplumsal yarar” ölçüt alınmıştır. Son yıllarda sansürle ilgili gelişmeler yaşandığından ve toplum sansüre karşı durduğundan artık bu derece baskıcı değil. -Bu kısmı fazla uzatmak istemediğimden bitiriyorum lakin düşüncelerimi merak ederseniz yorum kısmına yazın, ona göre ayrı bir yazı yazabilirim.-
Marquis de Sade ile ilgili çarpıcı bilgiler bulunmakta özellikle 12 yıl akıl hastenesinde yatıp çıktıktan sonra karısından boşanır ve 13 yaşındaki bir genç ile birlikte olmaya başlar. Sübyancı olarak görülür. –ki öyle ve bence bunun kabul edilebilir, yükseltilecek bir şey olmadığı apaçık ortadadır.- de Sade öldükten sonra yayımlanmayan hikayeleri oğlu tarafından yakıldığı söylenmekte… Marquis de Sade bir taraftan da iki yüzlü ahlak bekçilerini eleştirir eserlerinde, insanların karanlık yüzleri, erotizmi, tutarsızlıkları üzerinde durur. Ayrıca Eric Marty tarafından düşünceleri ve hayatı üzerinde duran “Marquis de Sade” isimli bir kitabı mevcut. Filmi de var fakat izleyemedim henüz.
Sevdiceğimle oldukça etkilendik ve sonrasında araştırdığımda hayatı hakkında enteresan bilgilere ulaştığım bir isim oldu benim için Marquis de Sade… Düşünceleri üzerine yazılan kitabı ve filmi de izleyeceğim kısa sürede… Erdal Beşikçioğlu ve diğer oyuncular olağanüstü bir performans sergilediler. Müzik, makyaj, sahne, aklınıza gelecek her şey tek kelime ile mükemmeldi. Tekrar izlemek istediğim bir oyun hatta… Eğer şehrinizde izleme fırsatınız varsa kaçırmayın derim.
Not: Oyun görselleri Google’dan alıntıdır.
Buraya kadar okuduysanız ayrıca teşekkür ederim, gözlerinize sağlık 🙂 Bloğumu beğendiyseniz abone olarak, instagram, facebook, pinterest, Google plus ile takip ederek yeni yazılarımdan haberdar olabilirsiniz. Kendinize çok iyi bakın, hoşçakalııın 🙂
4 yorum
Kitaplarını merak ediyordum yazarın şimdi daha çok merak ettim tatlım …
Kitaplarını ben de okumadım fakat okunacaklar listeme eklendi. Oyunundan çok etkilendim çünkü bitanem…
Eskiden çok tiyatroya giderdim hanidir gidemedim çok özledim ya:((
Fırsat bulursan mutlaka git ablacığım insana o kadar iyi geliyor ki…