Merhaba, bloğuma hoş geldiniz 🙂
Aralık ayının ilk günleri birkaç senedir gezmek demek benim için… Bu kısa tatillerde hem motive oluyorum hem de deniz hasretimi az da olsa gideriyorum. Küçüklüğümden beri İzmir’i görmeyi çok istiyordum fakat gitmek bir türlü kısmet olmamıştı. Fotoğraf çekmek için gezi grubumuz var; kendi aramızda belirlenen tarihlerde geziler düzenliyoruz şehir içi şehir dışı olmak üzere… Bu sefer İzmir’e gezi planı olunca biz de sevdiceğimle gidelim dedik. İnanılmaz heyecanlıydım ve en çok görmek istediğim şehre sevdiğim insanla ve arkadaşlarımla gitme fırsatı yakaladım. Cuma gündüz çıktığımız yolculuk Ankara’dan İzmir’e yaklaşık 8-9 saat sürdü. Çevirmeler, molalar, fotoğraf çekimi olduğu için bu kadar uzun sürdü. Otobüsten iner inmez ilk önce yemek yedik sonrasında otele geçtik. Epey acıkmıştık ve sevdiceğimle neler yesek diye hayaller kuruyorduk hehe 😀 Otelimiz Blanca Otel’di ve oldukça temizdi. İzmir’in merkezinde ve Kordona gelmeden daha iç taraflarda… Biz genel olarak çok memnun kaldık. Çalışanları ilgili ve güler yüzlüydü.
Geziye cumartesi günü başladık. İlk olarak rotamızda Kordon vardı zira azıcık ısrar da etmiş olabilirim çünkü sabah belirlenen saatten önce kalkıp acaba ne zaman Kordon’a gideriz diye acele ediyor ve çevremdekilere soruyordum 😀 Tatillerde mantığım şu şekilde çalışır efendim: o şehirde deniz varsa sabah erkenden gitmeliyim yoksa şehre ihanet ediyormuşum hissini duyumsamak istemiyorum. Hatta belli bir saat deniz etrafından alamazsınız beni (Öyle de oldu :D)… Konak civarındaki Kordon’da gezdik, fotoğraflar çektik özellikle sevdiceğimle bol bol sohbet ettik. Hafta içinde ikimizin de sunumu ve ödevleri vardı. O yüzden fazla konuşamamıştık, özlem giderdik çok iyi geldi…
Çay-kahve molasının ardından Atatürk Müzesine gittik. İki katlı, muazzam bir müzeydi. İzmir Atatürk Müzesine giriş ücretsiz bu arada… İlk katta Atatürk’ün hayatını anlatan tablolar, belgeseller vardı. Toplantı odası tam girişin karşısında yer alıyordu. Merdivenlerin arasında tekne vardı ve merdivenler ahşaptı… İkinci katta Atatürk’ün yatak odası, çalışma odası, küveti, misafir odası, kıyafetleri vs. yer alıyordu. Çok etkilendiğim ve İzmir’deki gezdiğim müzeler arasında en beğendiğim yerdi. Bu arada orada çalışan güvenlik görevlisini ise sevdiceğimle bal mumu sandık 😀 Bir ara uzun uzun baktım insan değil fotoğraf çekebilirim falan diye düşünürken gözlerini kırpıştırdı. 😀 Nasıl bir hayal dünyam varsa siz düşünün hehe 😀
İkinci durağımız Saat Kulesiydi. Kordon’da gezerek gittik Saat Kulesi’ne ve sessiz sakin İzmir’in en hareketli bölgesinde olduğumuzu anladık. 😀 Küçüklüğümden beri hayalim Saat Kulesinde fotoğraf çekinmekti. Saat Kulesi’nin uzunluğu 25 m ve dairesel olarak yapılmış 4 çeşmesi bulunmakta… II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. Yılında Sadrazam Mehmet Sait Paşa tarafından yaptırılmış… Saat Kulesi’nin hemen yanında camii var. Oldukça kalabalık ve görülmeye değer bir mekan bana göre…
Etnografya Müzesi’nde ise yöresel kıyafetler, araç gereçler yer alıyordu. Eski İzmir evleri, sokaklarının fotoğrafları vardı. En çok bu fotoğrafları beğendim fakat Ankara Hamamönü’ndeki ve Safranbolu’daki evlere benzediğini düşünüyorum. İttihat Eczahanesi en beğendiğim kısımlardan biriydi… İzmir Etnografya Müzesi girişi ücretsiz.
Arkeoloji müzesinde ise bolca kesik baş heykelleri vardı Roma dönemine ait… Sikkeler, takılar, ilk tıp aletleri, parfüm kapları vs. yer alıyordu. Bu arada etnografya ve arkeoloji müzeleri karşı karşıya… Müzenin yakınında Kemeraltı Çarşısı var. İzmir Arkeoloji Müzesi giriş ücreti öğrenci 15 TL…
Genel olarak çok beğendiğim, sakin yaşantısından ötürü burası hayalimdeki şehir dediğim yerdir İzmir… Beni yanıltmadığı için de sevindim. Tek sorun çiçekçi ve falcı teyzelerin peşimizi bırakmamasıydı. Bir de çöp bulmak inanılmaz zor sokaklarda da otelde de… İzmir deyince boyoz gelir akla ben de tatmak istedim. Ama pek sevemedim hatta ufak bir sağlık problemi atlattık sevdiceğimle… Serbest saatlerde Kordon’da oturduk, saatlerce sohbet ettik, balık tutan amcaları izledik ve bir sonraki gelişimizde biz de balık tutmalıyız diye niyetlendik. :))
İnsanları çok saygılı ve sıcakkanlı… Eğer aracınız yoksa bisiklet kiralayabiliyorsunuz zaten bisiklet yolu da mevcut istediğiniz yere kolaylıkla gidebilirsiniz. Şansımızdan hava çok güzeldi, kış ayında ilkbahar gibiydi ve yağmur falan yağmadı. Pazar akşam Ankara’ya doğru yola çıktık ve yaklaşık 7 saat sürdü. Sabah gün ağarmadan eve geldim. 😀 Bizim için oldukça keyifli bir geziydi. Tekrar gitmek istediğim hatta yaşanabilir dediğim bir şehir bana göre İzmir… <3 Bu arada tüm görselleri burada paylaşmayacağım, yakında bir ajansla görüşeceğim için bir kısmı bende 😛 Fotoğraf çekmeye gittin neden az(?) fotoğraf demeyiin 😀
Buraya kadar okuduysanız gözlerinize sağlık gerçekten, bloğumu beğendiyseniz abone olabilir; instagram, facebook, pinterest, Google plus üzerinden takip ederek yeni yazılarımdan haberdar olabilirsiniz. Kendinize çok iyi bakın, hoşçakalıın 🙂
14 yorum
Ben de İzmir’i çok sevip hala gideneyenlerdenim; içinden geçmişliğim var ama, en kısa sürede giderim umarım. Müzedeki güvenlik görevlisi ayrıntısına çok güldüm, iyi ki göz kırpıştırmış yani hahahahah
Sevgiler!
Hahah ya o sahne gezinin en güzel detaylarındandı kuzumm aklıma geldikçe gülerim hâlâ 😀 İzmir görülesi yerlerden gerçekten gitmeni tavsiye ederim canımın içi, öpüyorum :))
Nasıl da güzel anlatmışsın İzmirimi:) Ayrıca her bir fotoğraf karesi ayrı güzel:) Söylediğin gibi çiçekçi ve falcı teyzelerimiz çok meşhurdur :))) Eğer iyi fal bakan teyzeye denk gelmişsen bir daha arasan da bulamıyorsun benden söylemesi:))) Bir de sizin şansınıza boyozu güzel olan yer değildir kuzum. Boyozu sade tek başına değil,haşlanmış yumurta, peynir ve çay ile yemelisin ki tadını tam alabilesin <3 İnşallah bir daha ki sefere bir kahve içmelik vaktimiz olur bitanem <3
Bitanemmm nasıl güzel yorum buu <3 Yok kuzum genelde çiçekçi teyzelere denk geldik; en sonunda teyzelerden kaçıyorduk o derece 😀 Haşlanmış yumurtayı pek sevemiyorum kuzum hatta siparişimde istememiştim yumurtayı :)) İnşallah bir sonraki ziyaretimde buluşur sohbet ederiz bitanemm :))
Bende çok merak ediyorum izmiri. İnşallah sevdiceğimle gideriz bir gün
İnşallah kısa sürede gidersiniz kuzum 🙂
İzmir’i ben de çok severim
İzmir candır <3
Bende gezdim oraları harika İzmir,güzel postun için teşekkürler canım.
Zaman ayırıp okuduğun için ben teşekkür ederim canım :))
İzmir’li olarak trafikte artık İstanbulla yarıştığımız için çok sakin olduğunu söyleyemem. Alsancakta gün batımı izleyip fotoğraf çekilmeni öneririm. Bir daha ki sefere İnciraltı tarafında balık yemeni, Çiçekliköy -Bornova- kahvaltı edin.
Basmane ve üst tarafı eski İzmir sokakları fotoğraflanabilir. Yanınızda bilenler ve grupla geziniz.
Trafik yönünden Ankara’ya göre iyiydi bize göre belki de hafta sonuna denk geldiğimizden sakindi :)) Genellikle müze odaklı bir gezi olduğu için Bornova taraflarına geçemedik fakat Konak civarını çok beğendik. Önerileriniz için teşekkür ederiz.
İzmir’de yaşayan birisi olarak bu kente aşığım ama çok da üzgünüm. Nedenini kısaca birkaç sözle açıklayım. İzmirimde gezilecek görülecek çok yer olmasına karşın kenttim çok bakımsız ve sergüseşt resmen. Öksüz kalmış dokuz yaşında bir kız çocugu gibi çok tatlı ama bakımsız 🙁 umarım belediyeler ve devlet yönetimi biz izmir’de yaşayan halkın sesini duyar ve daha çok gezilesi görülesi yerler yapar kenti derler toplar. Bu arada bloğunuz çok hoşuma gitti başarılarınızın devamını dilerim..
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Dediğiniz gibi temizlik konusunda biz de takıldık özellikle sokaklarda çöplerin olmaması, Kordon kayalıkların olduğu kısımlarda çöplerin olması rahatsız ediciydi fakat onun haricinde temiz, insanları çok saygılıydı. Umarım sorunlar en kısa sürede çözülür. Sevgiler…