Uzun zamandır yazmayı planladığım bir yazı ile sizlerleyim. Üniversite sınavına hazırlanırken eve romanları doldurmuştum okuyamıyorum ya sınavdan sonra okuyacağım diye ama okuyamayınca daha da soğuyor sanki insan… Sınavdan sonra zor elime aldım kitabı ve bitireceğim diye inat edip okuduğum bir kitap oldu.
Aksiyon, cinayet, polisiye romanları benim en çok sevdiğim romanlardandır. Özellikle millennium serisi (okumadıysanız henüz kesin başlamanızı tavsiye ederim!), tess gerritsen kitaplarından sonra insan bu tür kitaplarda daha seçiçi oluyor.
Gelelim kitabın içeriğine ve anlatımına… İçeriğini ilk 100 sayfasını okuduktan sonra kestirebildim açıkçası… Bir gazeteci adayı olarak gazete araştırması olunca içerik devam etmek istedim. Ama çok zorlandım. Belki anlatımını beğenmediğimdendir fakat kurgusu mükemmeldi diyebilirim. Sıradan bir kurgu değildi. Bazı yerlerde ‘acaba şimdi ne çıkacak ‘ düşüncesi oluşuyor. Biraz da tarih, sanata karşı ilgiliyseniz devam etmek isteyeceksiniz. Tek sorun anlatımı benim için.. Kitabın içerisinde parça parça simya bilimiyle ilgili bilgilerde yer alıyor. Aslında karma bir kitap diyebiliriz. Tarih, sanat, simya iç içe keşke anlatımına da biraz katkı ile güzelleştirilebilseydi…
Amacınız bir polisiye roman okumaksa başka kitaplara bakmanızı tavsiye ederim…. Simyaya, sanata karşı ilgiliyseniz de sevebileceğinizi düşünüyorum çünkü kurgu bu yönden gelişiyor ve çok ilginç bir şekilde sonlanıyor.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. 🙂