Merhaba, bloğuma hoş geldiniz 🙂
Yoğunum dediğim günlere haksızlık etmişim dediğim dönemdeyim çünkü zamanın nasıl akıp gittiğini nasıl her şeye yetişmeye çalıştığıma bakınca istemsiz ürperiyorum. Yetişebiliyor muyum onu da bilmiyorum aslında 😀 Şunu söyleyeyim bazı günler 12 saatten fazla dışarda kalıyorum ve eve geldiğimde sadece uyumak istiyorum. Ama uyumuyorum tabii ki bitmeyi bekleyen onlarca ödev ve sorumluluklarım var. Buralarda belli etmemeye çalışsam da arada dertleşesim geliyor. Sizler benim için oldukça özel ve değerlisiniz. Sıkmadan hayatımda ilgili ayrı bir yazı planım var ama o biraz aralık ayının başına sarkacak gibi görünüyor. Her şey beklediğimden hızlı, etkileyici, öğretici ve temel hedeflere ulaşmama yardımcı olacak olaylar bütününden geçiyor ama mutlu, huzurluyum. Ailem, sevdiceğim, dostlarım her daim yanımda oldukları için her gün sonsuz şükür ediyorum. Konuyu alakasız bir biçimde uzattım ama bloğa yazmayı özlüyorum ne yapayım 😀
Nihat Sırdar’ı ne kadar çok sevdiğimi artık bloğumu takip edenler bilir. 🙂 Radyo programını ve gösterilerini kaçırmadığım için ilk kitabını da kaçırmadım elbette 😀 Hatta en son Sunay Akın ile yaptığı gösterisinde almıştım kitabı… (Gösteri detayı için TIK TIK!) Nihat Sırdar betimleme gücü oldukça yüksek biri, sözcüklerle hayalinizde öyle resimler çizebiliyor ki anlattığı her olayı zihninizde yaşıyorsunuz. Nihat Sırdar’ı sadece radyo, gösteriden değil Kafa Dergisinden de takip ediyorum ve yaşadığı olayları, düşüncelerine ortak olmak mutlu ediyor. 🙂 Hatta sevdiceğimin annesi canım annemle severek Kafa dergisini okuyoruz. 🙂 Otuz Beş’i Beklerken kitabı da aslında Kafa Dergisinde yayınladığı yazıların toplamı denilebilir.
Kitap resimlerle desteklenmiş ve otobüs yolculuklarına ağırlık verilmiş. İstanbul’un her köşesini bilen biri değilim (olmayı isterim tabii ki 😀 ). Ama Nihat anlattıkça ben de onunla gezdim. Aklıma otobüste yaşadıklarım, bir otobüse binmek için girdiğim haller, kışın sırf üşümemek için yanlış otobüse binip gelecek durakta inip doğru otobüse bindiğim anılar canlandı. 😀 (deli değilim canım kıymetli sadece 😀 )Otobüs yolculukları aslında anılarımızın ya da planlarımızın gözden geçirildiği yerlerdir. Bir yandan da kamuoyunun yoklandığı araçlardır. Bunun gibi bir sürü anlam yüklenebilir. Siz en iyisi mi Nihat’ın kitabını okuyun efendim. Kendi içinizde de yolculuk yapmayı seviyorsanız tam size göre bir kitap 🙂
Kitabı okurken ayraca ihtiyaç duymadım çünkü gösteriden hediye attığı doları ayraç olarak kullandım. 😀 Metroda okurken acaba çıkartmasam mı diye düşünsem de kullanmaya devam ettim 😀 (Hikayesi gösteri detayında yukarıda belirttiğim linkte)
İmzalı kitap arşivi oluşturmaya yeminliyim ve yavaş yavaş büyüdüğünü görünce içimdeki küçük kız dans ediyor 😀 İnstagramdan instastory kısmında sevdiğim kitapların bölümlerini paylaşıyorum. Takip ederek neler okuyorum neler yapıyorum öğrenebilirsiniz 🙂 Kitabın idefix fiyatı: 12 TL…
Alın, okuyun, okutturun ya da sevdiklerinize armağan olarak verin 🙂 Bloğumu beğendiyseniz sağ kutucuktaki ya da en alt sağ bölümdeki “takip et” butonundan, instagram, facebook hesağlarımdan takip ederek yeni yazılarımdan haberdar olabilirsiniz. Kendinize çoook iyi bakın, hoşçakalın 🙂
2 yorum
Merhabalar kafa dergisine zaman zaman göz atsam da Nihat bey’in yazılarına denk geldiğimi hatırlamıyorum ama kitabını çok merak ettim okumayı yazarıyla tanışmayı çok istedim, teşekkürler
Radyocu kafası olarak geçiyor dergide, mutlaka okumalısınız özellikle betimlemelerden hoşlanıyorsanız size göre…