Türkiye’de Dergi Fotoğrafçılığı ve Editörlüğü Hakkında Söyleşi /Elif Gamze Bozo’nun Fotoğraf Sergisi

Merhaba, bloğuma hoş geldiniz 🙂
Okul dışında kendimi sürekli geliştirmeye çalışıyorum. Hem bloğuma konuya uygun, kaliteli görseller hazırlama hem de fotomuhabirlik yapabilir miyim diye kendimi test ettiğim dönemde araştırmalarım sonucu AFSAD’ı buldum. Ankara’da fotomuharbirler derneğine yakın olan ve birçok hocamın bulunduğu, fotoğrafın dilinden, teknik kısmından anlayan birçok insanı tanıma fırsatı yakaladığım bir mekan benim için… Eğer sizde fotoğraf çekmeyi seviyorsanız daha iyi fotoğraflar çekebilmek, fotoğraf yorumlayabilmek isteyip fotoğrafçılık kursu arıyorsanız AFSAD’ı şiddetle tavsiye ederim. Kur olarak eğitim veriliyor, ben ilk kurdan başladım ve bitmek üzere, ikinci kur olarak photosoptan devam edeceğim. Başladığım günden itibaren fotoğraflarımın her şeyine müdahale edebiliyorum ve otomatik modda fotoğraf çekmekten bıktığım için fotoğraflarımın örtücüsünü, diyaframını, ıso’sunu, ışığını, konseptini değiştirmek oldukça eğlenceli geliyor. Fotoğrafçılık temel dersleri olarak bir yazı dizisi hazırlamayı düşünüyorum ama sömestr tatiline denk gelecek sanırım 🙂 Yazayım mı ister misiniz benimle yorum olarak paylaşın lütfen 🙂

img_20161128_143542
26 Kasım 2016 tarihinde Afsad’da saat 16.00’da dergi fotoğrafçılığı, editörlük konusunda bizi bilgilendiren isim Atlas dergisinin editörü Sinan Çakmak’tı. Gerek çektiği fotoğraflar gerekse yazıları ile anlatmak istediğini sade, vurgulu bir şekilde okuyucuya ileten bir isim… Editörlüğün aslında işin görünmeyen kısmı ama en önemli odak parçası olduğunu belirtiyor. Fotoğrafın konuya uygun olmasının ve fotoğraf seçiminin çekim kadar süre alıp ince eleyip sık dokunması gerektiğini vurguladı. Yazar-fotoğrafçı arasındaki çalışma düzeninden, patron ile çalışanlar arasında nasıl bir iş ilişkisi olması gerektiğine değindi Sinan Çakmak… Editör fotoğrafta neler eksik olduğunu saptayacak, fotoğrafın neler anlattığına, konuya uygunluğa bakıp dergiye eklemeye karar vermelidir. En önemli nokta ise artık fotoğrafçılar son dönemde göstermenin değil, anlatmanın derdinde olmalı…Okuyanın eleştirisini gözardı etmeden dergi dönüştürülmeli ve olanaklar yazar, fotoğrafçıyı geliştirmek için kullanılmalıdır. Yayınlanacak konular önceden araştırılıp en iyi hangi mekanda, hangi şehirde anlatılabilir bunun üzerinde durup fotoğraflar hazırlanmalıdır. Bir dergide üç fotoğraf yayınlanacaksa aynı kişi ya da mekan olmamalı, birbirleri ile uyum içerisinde olan fotoğraflar tercih edilmelidir. Fotoğraflar kurgudan çok gerçekliğe dayanmalıdır. Fotoğrafların içeriğine dikkat edilmelidir. –Bu öneriler aldığım notların özetidir-

p_20161126_173027
Söyleşide Atlas dergisinde yayınlanan fotoğraflar üzerinden anlatım gerçekleşti. Öyle bir fotoğraf vardı ki beni benden aldı. Rıfat Ilgaz’ın ölüm yıldönümünde Sinan Çakmak Kastamonu’ya gidiyor. Bir cafe ya da meyhane olarak adlandırılabilecek mekanda Rıfat Ilgaz’ın fotoğrafı dikkatini çekiyor. Mekanın sahibi ile konuşuyor ve adam Rıfat Ilgaz ile dertleşirken gölgesi Ilgaz’ın fotoğrafı ile bütünleşiyor. Fotoğraf beni çok etkiledi, öyküsü de oldukça etkileyiciydi. Siz ne düşünüyorsunuz fotoğraf hakkında? Sinan Çakmak’ın fotoğraflarına göz atmak ve yazılarını okumak için BURAYA! tıklayabilirsiniz.

p_20161126_182125
Söyleşi sonrasında Elif Gamze Bozo’nun “Kendime Engel Olamıyorum” sergisinin açılışı vardı. Elif Gamze Bozo cam kemik hastası ama o kadar güçlü ve meydan okuyucu bir kişiliği var ki neredeyse 10 kişiden 6’mızın hayali olan dünyayı gezme hikâyesini gerçeğe dönüştürüyor. Hayatı oldukça ilham verici ve fotoğrafları o kadar çok duyguyu barındırıyor ki insanda daha çok fotoğraf çekme ve daha çok anlatma isteği uyandırıyor. Genellikle fotoğrafları portrelerden oluşuyor. Engelli insanlara aslında acınası gözlerle değil farklılığı olan bir insan gözüyle bakmayı aslında her insanın farklı bir hayatı olduğunu savunuyor. Engelli kelimesini toplumun koyduğu bir isim olarak görüyor. –her cümlesine katıldığımı belirtmeden geçmek istemiyorum.- Bunun için Afrika’da belgesel çekiyor oradaki farklı kişilerin, kölelerin hayatlarına tanık oluyor. Etkilenmemek mümkün değildi gerçekten, insanların isimleriyle değil numaralar ile çağrılması ne kadar onur kırıcı… Elif Bozo, Engelsiz Sanat Derneği Proje Danışamanı, ressam, yazar, fotoğrafçı…
Umarım okurken hayatınıza bir şeyler katmış bir olumlama yakalamışsınızdır. 🙂 Eleştiri ve görüşlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum ayrıca bloğumu beğendiyseniz sağ kutucuktaki ya da en alt sağ köşedeki “takip et” butonundan, instagram ve facebook hesaplarımdan takip ederek yeni yazılarımdan haberdar olabilirsiniz. Hoşçakalıın 🙂

Bunları da beğenebilirsiniz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir