Selam !
Üniversite, kpss, ales, dgs daha sayamadığım birçok sınav var mâlum… Önemli sınava hazırlananlara öneriler yazımı uzun süre önce yazacaktım fakat teknik sebeplerden, zaman sıkıntısından ancak bugüne kaldı. Onun yazısı gelmeden önce ben neler yaşadım, hangi sıkıntılarla karşılaştım, okuduğum üniversite, okuduğum bölüm, yapmak istediklerimi anlatmak istedim. Çünkü ben de böyle bloglarda ders çalışma ile ilgili yazı gördüğümde blog sahibinin süreçte neler yaşadığını hep merak etmişimdir. O yüzden ilk olarak bu yazı gelecek, keyifli okumalar 🙂
Eğitim öğretim sürecimde ilk olarak ilkokul ve ortaokul sürecimde çok başarılı bir öğrenciydim. Okulumu iyi bir derece ile bitirdim. Sonra ailemin istediği düz bir lisede devam ettim. Lise’yi hiç sevemedim, ki hâlâ da özlemle andığım bir gün bile bulamam. Liseye başladım ilk sene derslerim gayet iyi ve bölüm seçmemiz gerekiyor. Ben sayısal ve sözel arasında gidip geliyorum. Bir sağlık alanı aşkım var ki o yıllarda anlatamam bir cesaret seçtim sayısalı.. Bir taraftan da sıkı bir radyo takipçisi, gazete okumadan geçmeyen tek bir günüm bile yok. Sayısalda yapamadım, çok başarısız bir üç sene geçirdim. Hocaların niteliklerine girmeyeceğim, o da benim için sıkıntıydı. Sonuna kadar devamsızlık yapardım, dershaneye haftada bir uğrardım. Bunları anlatıyorum çünkü aynı hatalardan geçmek üzere olanları uyarayım diye… Sevemediğim, başarısız olduğum yıllara bir de sağlık sorunları, abimle büyük tartışmalar, abimin evlenme süreci derken üniversite sınavı gelip çattı. İşte hayatımın dönüm noktaları diyebileciğim yılları yaşadım.
İlk üniversite sınavına 2012 yılında sayısal, eşit ağırlık, sözelden girecektim. Sayısal ve eşit ağırlıktan girdim hayat bu ya sözele giremedim. Konular yetiştiremedim, hazır değildim ve puan sonuçları dibi gösteriyordu. Barajı geçmiştim fakat yeterli değil 250’lerde oynuyorum. Neyse dedimki tekrar hazırlanacağım fakat dershaneye gitmeden… Erkek arkadaşımla o dönemlerde tekrar birlikte olmaya başlamıştık ve en büyük destekçimdi. Ben evde sınavlara hazırlanıyorum kesin kararlıyım eşit ağırlıktan gireceğim. O dönemlerde de adalet kavramına güveniyorum ya hukuk istiyorum. 2013 yılı eşit ağırlık ve sözelden girdim. Sözelden 56 bindeydim ve hacettepe sanat tarihi bölümünü kazandım. Hacettepeye ilk gittiğim an büyülendim. Beytepe kampüsünü bilenler bilir her mevsimi cennettir, okuması, eğlenmesi her şeyi ayrı bir güzeldir. (Özlemle anıyorummm 😀 )Neyse orada bir sene hazırlık okudum. Fakat istediğim bölüm sanat tarihi değildi ki benim adalete güveniyordum. Gözü karartıp okulu bıraktım. Evde kendim çalışmaya başladım yine ki erkek arkadaşımda hacettepe tarihte okuyordu o da bıraktı birlikte hazırlanmaya başladık sınava sıfırdan… Biz de biraz deli cesareti var evet ama en azından şu an ki konumumuzda mutluyuz 😀
Sınava hazırlanma süresince sürekli evdeydik, görüşmedik bile… O kadar önemliydi bizim için.. Neyse sınav günü geldi bazı kesimler sınava girmeden istediği bölüme yerleşti. Hiç unutmuyorum okulun önünde annemle beklerken sinirden öfke saçıyordum safız biz diye… Neyse sınavları atlattık 2015 üniversite sınavı öğrencilere sadece salebin orkideden yapıldğını öğretti ve o günden beri salep içmiyorum, içemiyorum 😀 Ygs sonuçları açıklandı eşit ağırlıktan iyi bir sıralama geldi fakat ani bir kararla sadece sözelden girmeye karar verdim. Hukuk okusam adaleti sağlayamayacaktım ki hâlâ öyle düşünüyorum. İyi ki girmemişim. İstediğim İletişim Fakültesiydi çocukluğumun hayali, eğlendiğim, sevdiğim hicvi gerçekleştirebileceğim gazetecilik ya da radyo tv sinema … Sınav sonuçları açıklandı 20 bindeydim ve hemen iletişim fakültelerini sıraladım. Ankara idi hepsi sıralamalarımın çünkü hedeflerimi daha çabuk gerçekleştirebileceğim, yaşadığım şehir…
Yerleştirmede Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazececilik Bölümünü gördüğümde inanılmaz mutlu olmuştum. O ilk gördüğümde iyi ki dedim, çocukluğumun hayalini gerçekleştirmek öyle heyecan verici ki inanın bunu tarif edemem… Lisede sayısalda öyle zaman kaybetmişim ki benim bölümüm sözel, sosyal, inceleme bölümüymüş şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Okulumdan emin değildim ilk süreçte açıkçası ama şu an hem okulumdan hem bölümümden memnunum. Ailem bu süreçte daima yanımda oldu, belki o kadar idealist davranmamın nedenlerinden biri…
Sevmediğim sanat tarihi bölümü diyebilirken önceden şimdi öyle diyemiyorum çünkü sanata ilgim oldukça arttı. Fakat bölüm olarak okumayı istemiyordum, belki bir derse girseydim fikrim eminim değişirdi bunca şeyi göze alamazdım. Ama biraz cesaret işleri bunlar ve de aile tarafından desteklenmek en azından kendi çerçevenize saygı duyulması gerektiğinin belirtilmesi gerek. Bölümünüzü sevmiyorsanız bir çaresini bulun ve sevdiğiniz şeylerin peşinden gidin… Lisede yaptığım hatayı üniversitede yapmadım. O hatalar beni güçlendirdi, iyi ki diyorum bazen o kadar hata yapmışım. Yoksa bugün mutlu olabilir miydim bilmiyorum. Sizlere de tavsiyem ya cesaret edin, yada mezun olduktan sonra yaparken keyif alacağınız işlerle uğraşın. İnsan ömrü ortalama 65 desek yılların birbirini nasıl kovaladığı bu kadar meçhulken yaşadığımız “an”lar keyifli olsun. Şu an lisede beni başarısız gören arkadaşlarım karşılaştığımda ya da sohbet ettiğimde inanamıyor yaptıklarıma. Şaşırtın herkesi ama önce kendinizi… O güç içinizde var, sadece kendinizi iyi tanıyın, ne istediğinizi bilin.. Sizi seviyorum, kendinize iyi davranın ! 🙂