Merhabalar 🙂
Masal tadı yaşamasak da çoğu zaman hikayelere sığınmak ve onlardan ders çıkarmak iyi geliyor. İnsanın içindeki çocuğu öldürmeyeden heyecanla sorgulaması ve bir şeyleri öğrenme çabası devam etmeli bence. İşte sıkıntılı zamanlarda en iyi yapılacak şey kendini satırlarda kaybetmek. Kaybetmelerin en güzeli 🙂
Şeker portakalı brezilya asıllı Jose Mauro De Vasconcelos tarafından kaleme alınmış ve yazar oldukça sıkıntılı bir hayat yaşamış. Belki de onun için yoksulluğu, acıyı, aza kanaat etmeyi bu kadar etkili anlatabilmiş. Ülkemizde 100 temel eser arasında yer alan bir Dünya klasikliğini fazlaca hakeden, içinizi acıtan bir hikayesi var.
Hikayemizdeki kahraman Zeze, yaşadığı hayatın zorlukları içerisinden minicik şeylerle mutlu olmayı bilse de ailesinin çektiği sıkıntılar bu mutluluğuna hep gölge düşürüyor. Zeze çok zeki bir çocuk, okula gitmeden okumayı öğreniyor ve buna bir türlü çevresine inandıramıyor. Ailesinden sürekli şiddet görüyor öyleki hastanelik olana kadar bile dövülüp uzun bir süre okula gitmeyi bırakın dışarı adım atamıyor. Yoksulluğun mutlu olunmayacağı anlayışına karşı çıkıyor yazar ve içiniz öyle yanıyor ki…Zeze’yi küçük kahramanım ilan etmiş olabilirim, öyle sıcacık bir sevgiye, hayal gücüne sahip…
Küçük büyük herkesin okuması gereken muhteşem bir Dünya Klasiği Şeker portakalı… Şeker portakalı ismi nereden geliyor derseniz Zezenin ailesi ekonomik sıkıntılar nedeniyle sürekli ev değiştirmektedir, bir gün bahçeli bir eve taşınırlar ve ailenin tüm bireyleri kendilerine acele ile ağaç seçerler ve benimserler Zeze’ye ise küçük şeker portakalı kalır. İlk başlarda dünyanın en şansızı gibi hissetse de Zeze küçük portakalın kendisiyle konuştuğunu duyunca artık en şanslı insanı olduğunu düşünür ve şeker portakalına Minguinho ismini verir. Minguinho’ya tüm yaşadıklarını, hayallerini anlatır. Zeze portekizli bir işadmıyla tanışır ve arkadaş olurlar. İlk başlarda sorunlar yaşasalarda sonraları birlikte pikniğe giderler, limonata içip pasta yerler. Zeze Portekizli arkadaşı Portuga’ya çok bağlanır bir gün onu kaybeder ve ölümcül bir hastalığa yakalanır üzüntüsünden… Ailenin tüm bireyleri artık Zeze’ye iyi davranmaya üzülmeye başlarlar. İşsiz olan babası bu sürede iş bulur, hayatları düzelmeye başlar ve Zeze hayatına devam eder fakat en sevdiği yoktur. Kitabın filmi de var fakat izlemedim daha izlediğimde görüşlerim burada olacak 🙂
Mutlaka kütüphanenizde olması gereken ve zaman zaman okunması gereken muhteşem bir yapıt sözün özü 🙂 Yazarın Zeze kahramanının büyüdükçe yaşadığı olayları kaleme aldığı kitabın devamı niteliğindeki eser ise Güneşi Uyandıralım ve Deli Fişek romanlarından okuyabilirsiniz. Ayrıca ülkemizde maalesef bu kadar güzel bir kitap yasaklı olarak biliniyor nedeni müstehcen kelimelerin bulunması imiş… Aklımızı yukarıda değil aşağıda kaldığının bir kanıtı daha böyle durumlarda söylenecek kelime bulamıyorum, utanıyorum.
Yeni yazılarda görüşmek üzere !