Sabahattin Ali / Canım Aliye, Ruhum Filiz Kitap İncelemesi

Merhaba, bloğuma hoş geldiniz 🙂

Bugün sizlere okurken duygulandığım, sırf kapak fotoğrafına baktığım zaman yüzümde beliren gülümseme için masamın üzerinden ayırmadığım bir kitaptan bahsedeceğim. Sabahattin Ali’yi ne kadar çok sevdiğimi bloğumu takip ediyorsanız biliyorsunuzdur. Tüm kitaplarını bitirmeye az kaldı ve bu sene içerisinde hepsini okumuş olacağımı umuyorum. 🙂 Bu arada okuduğum ve etkilendiğim kitapları bloğumda paylaşmaya çalışıyorum. Hepsini tek tek yazamasam da okunmaya değer kitapları Kitap İncelemeleri kategorisine ekliyorum. Dilerseniz koyu linke tıklayıp neler okuyabilirsiniz göz atabilirsiniz. 🙂 Hemen Sabahattin Ali’nin Canım Aliye, Ruhum Filiz kitabından bahsedeyim.

İçindekiler

Canım Aliye, Ruhum Filiz Kitap Konusu

Sabahattin Ali, Aliye ile nişanlı olduğu dönemden ve askerdeyken kızına ve eşine yazdığı mektuplar yer alıyor kitapta… Sabahattin Ali’nin eşine duyduğu aşkı cümlelerine ilmek ilmek işlemiş… Bu mektuplar aşk, özlem ve başkalarının söylemleriyle kırılan kalpleri anlatıyor. Hani iki kişi aşk yaşar da üçüncü bir kişi dahil olup ara bozmaya çalışır ya işte o durum söz konusu… (Aliye’yi o kadar iyi anladığımı hissettim ki o bölümleri okurken) Ama Ali buna izin vermez, maddi durumunun çok iyi olmadığını düğününde, ev yerleşiminde çok beklentiye girmemesini söyler Aliye’ye… Ama bu geçici durumdur Sabahattin için çünkü birlikte çalışırlarsa her şeyin üstesinden gelirler. Ali, kızı Filiz’in sağlığının üzerine çok düşer, ateşi çıktığında Aliye’den detaylı olarak ateş listesi ister ve hemen yazmasını söyler. Maddi durumunun ne kadar sıkışık olduğunu, askerlik hakkındaki düşüncelerini kitapta bulmak da mümkün… Kızı Filiz’e olan düşkünlüğünü ve sevgisini mektuplarında o kadar güzel ifade ediyor ki Ali… Filiz okulunda babasının ideolojik düşüncelerinden dolayı tatsız olaylar yaşamasını da az çok anlayabiliyoruz kitabın sonlarında…

Canım Aliye, Ruhum Filiz Kitap Yorumu

Kitapta sadece Ali’nin mektupları var. Filiz ve Aliye’nin mektupları olmaması biraz üzdü. Ben bu tarz mektup türünde kitapları okumayı çok seviyorum, o dönemin aşk hayatının göstergeleri bence… Hatta bloğumda da bu tarz mektup türünde kitaplara ağırlık veriyorum. Mektupların karşılıklı olması merakımı giderebilirdi ama böyle de eser çok güzel… Mektupların orijinal hallerinin olması oldukça etkileyici… Ali tam bir aile babası, her kadının eşinde olmasını isteyeceği özellikleri taşıyor bence… Kitap kapağına bakmanızı rica ediyorum.

Bu nasıl güzel bir ailedir. Burada Filiz 1 yaşlarındaymış… Aliye’nin mutluluğu, Sabahattin Ali’nin sahiplenici tavrı ve mesut olduğunun kanıtı adeta… Filiz’in tatlığına ne demeli… Şu yazıyı yazarken bile kaç sefer dönüp fotoğrafa baktım bilmiyorum. :)) Bu fotoğrafı çıkarttırıp yakında odama asmayı düşünüyorum. O kadar çok etkilendiğim bir fotoğraf ki insana “aile böyle olur.” dedirtiyor. Çağrı’dan sözümü aldım aynı şekilde biz de bir fotoğraf çektirmeyi istiyoruz 😛 Bir de Çağrı’nın yorumunu eklemek istiyorum. Özel metinlerin yayınlanmasına karşı çıkıyor ama ben öyle düşünmüyorum. Özellikle günümüz aşklarını baz alırsak Ali’nin dönemindeki gibi gerçek sevgi, saygı, fedakarlıklar çok nadir… Ne kadar çok güzel ilişkiler okursak ya da görürsek toplum olarak evlilikler ya da aşklar o derece sağlam olacak bence… Şu dönemde ilişkiler hakkında yazılan çoğu kitaptan da utandığımı belirteyim. O yüzden her kitabın okunmaya değer olduğunu düşünmüyorum. Tabii bu benim düşüncem, sizlerin yorumları neler? 🙂